cingiler

4 Oca 2020

Hiçbir Şey Anlatmayan Bir Yazı

Her attığın adımda, geçtiğin noktada bir iz bırakıyorsun hayata. Girdiğin hayatlarda, yazdığın yazılarda, yok olan nefesinle kimsenin hatırlamadığı, Evren’i sonsuza dek değiştiren (belki de hiç değiştirmeyen) koca bir iz. Yok olup gideceğini düşündüğün anıların yarasıyla yaşıyorsun aslında. Her sabah yaptığın, her gece düşündüğün, her gün yaptıklarınla var oluyorsun. “Bir kereden bir şey olmaz” yok hayatta. Her şey, sonucuyla her zaman seninle; eğer seninle değilse ki, ki o zaman “zaman” yoktur ve Evren donuktur; en küçük adımdan, en büyük kararına kadar.
 

Sıkıcı bir paragraf oldu. Yazacak bir şeyim olmadığı zamanın getirdiği boş yapma gerekliliğinin bir sonucu. Aslında şöyle özetlenebilir:
 

Eğer ki, Evren’e bir etkimiz varsa; yani yaptığımız şeyler bir sonuç olarak Evren’i değiştiriyorsa ( deterministik olsa dahi, Evren’in geleceği mükemmel bir şekilde tahmin edilebiliyor olsa dahi, bu Evren’in geleceğinin şu anda var olduğunu kanıtlamaz), bu yaptığımız her şeyin Evren’i değiştirdiği anlamına gelir; bizden ,bireylerden yani kendi kendine hareket edebilen “agent”lardan(“fail” iyi bir çeviri imiş, zargan’dan baktım), çıkan her şey Evren’e information yani bilgi katıyor demektir; çünkü değişim sağlar: Her davranış bir değişim sağlar. Yazdığım her kelime bir değişim sağlar ve değişim bilgidir. Çeşitlilik, bilgidir. Şu an yazarak, iç sistemimdekini dış sistemime dökerek Evren’in entropisini artırıyorum. Fakat, eğer ki bu durum böyle değilse, yani sonsuz bir zaman çerçevesinde baktığımızda her şey aynıysa, yaptığım şeyler hiçbir şeyi değiştirmiyor. Zaman donuksa, Evren’in geçmişi ve geleceği sabitse, yaptığım şeyler sadece yaptığım şeyler olarak kalıyor, benim “fail”liğim (Agency im) yok oluyor. Tabi bu sadece Evren için aslında. Benim gözümden Evren donuk değil, zaman akıyor, tuşlara basıyorum ve tuşlar inip kalkıyor; hiçbir şey sabit değil, benden kaynaklanan değişimler var. Benden kaynaklanan değişimlerin sonuçlarını görebiliyorum bazen. Bu durumda benim için agency’im var. Ben bilgi üretebilen bir varlığım. Ben değişim yaratabilen bir varlığım. “Ben”, “ben”, “ben”. Ve sonucunda üretilen her bilgi benim attığım adımların izi oluyor ve bu izlerin hepsi, var oluşumun tamamı geri alınamaz şekilde Evren’e dokunuyor. Beni Evren yaratıyor, ben Evren’i yaratıyorum. Ve değişim devam ediyor.
 

Boktan yazı yazmak marifet değil arkadaşlar.

    0