Karanlık damladı önce. Pıt. Pıt. Pıt, pıt, pıt. Ruh düştü ve karanlık bir daha damladı. Karanlık karanlığa damlıyor ve anlamanın tek yolu "Pıt" oluyordu. Karanlık yarıldı ve mavi gök ve bulutlar gözüktü. Karanlık damladı tekrar. Mavi göğü gören karanlık damla havada donup kaldı. Parlaklaştı ve şeffaflaştı. Damla çatladı ve içi döküldü, içinden bir kız düştü ve karanlıkta mavi gök gibi mavi parlıyordu. Ayağa kalktı, sanki tamamen ıslak bir yerden geliyor gibi duruyordu, geliyordu da. Kız yarığı ve bulutları gördü, koştu. Koştu ve koştu. Karanlık altında kayıyor ama ilerlemiyordu, ama gök oradaydı. Durmadı, koştu. Arkasında karanlığın eğilip büküldüğünü, toplandığını ve yarığın büyümeye başladığını fark etti. Yarığa geldi, karşısındaydı. Atladı. Gökten aşağı inerken çevresini saran kubbenin parçalandığını görmeye başladı. Gök dağılıyor ve karanlık çöküyordu. O ise düşüyordu. Ve karanlığa düştü. Pıt.
~2014
top of page
Ara
Son Yazılar
Hepsini GörBir ay kadar önce bir yazı yazmaya kalkmıştım. Bir hikaye. Aklıma gelen farklı fikirleri, farklı ruh ve kişilik hallerini (ve belki de...
0
bottom of page
Comments