1: Uyku gece gibi kayarken zihnim bir iki soru, birkaç düşünce her şeyle kol kola. Kelimelere dökemiyorum, bildiğim kelimelerin yetmesini istemiyorum belki de. Kaç kişi dilinin kilidini denizlere gömer ki? Karanlık dağılıyor. Kelimeler ise asla yollarını bulamayacak belki de. Belki de hiçbir şey açığa çıkmayacak. Yaşam, neden çözülebilsin ki? Susmak gerek. Kelimelerim çürümüş ve boşaltılmış olacak artık. Benim gibi. 2: Bir tepe altında bir liman Kayalardan Belki doğal, belki ilkel Bir adam dikiliyor kıyısında, Sahilde. Denize bakıyor Ve deniz de ona, Deniz oluyor 3: Birkaç şey yazmak istedim. Denize dönüşen bir adam, belki ilginç, karanlıklı bir yazı... Aklıma bir şey gelemedi. Denize dönüşen adam güzelce bir kısa film fakat kötü bir şiir oldu. Diğer fikirlerim ise teker teker öldü. Doğmadan öldüler. Zihnim bana ihanet ediyor sanırım. Belki de hiçbir zaman yeterli değildi. Bilemem. Belki de depresyondan besleniyordur edebi yanım. Sıkıcı. Aydınlık gibi, sonbaharda açan güneş kadar sahtekâr ve sıkıcı. Anlamlandırmak, anlam vermeye çalışmak ve anlamlanmak. Herkese nasip olmayan lütuflar. Herkesin bilemeyeceği şeyler. Sonu sıkıcı bile değil. Sonu kabul edilmemiş, edilememiş. Sonu, kaçılan. Basit boşluklar ve anlamsızlıklar. Var olmayan bulutlardan doğan şimşekler bu kadar olabiliyor.
(circa 2013 sonu, 2014)
댓글