top of page

1:


Kaybetmek bir alışkanlık gibi düşen gözlerde

Susan dillerde, hiçbir kelimenin dökülemeyeceği bir dudakta

Karanlık bir çölün ortasında kül rengi bir ağaç gibi

Sessiz ve ölü, acıtır canını


2:


Karanlığı paylaşabilmenin huzuru

Aranan ve kaybolan

Ölen gerçeklerin

Ve doğan yalanların


3:


Tüm denizler yansa

Ve dağlar oynasa yerinden

O kalbi arayacağım

Her şey için


4:


Aşk mutlu bir kaçış

Küçük bir tırmanma ve gülen bir yüz

Hayatın en büyük lütfu

Mutluluğun en saf hali


5:


Korku yok o kollarda

Ne de bir hüzün gülüşünde

Mutluluk ve mutluluk

Parlayan yıldızlarda ve gün ışığında



6:


Yalancıyım ben

Aradığımı da aramadığımı da söylerim

İsterim ki anlaşılmasın

Belki de

İsterim ki anlatılsın


7:


Tırnaklarımla kazıyacağım her parçasını

Geriye hiçbir şey kalmayana dek

Yıkılacak.

Yıkılmalı ki hayat bulsun

Yıkılmalı ki, hayat onu bulsun.


8:


Aşk mutlu bir kaçış

Küçük bir tırmanma ve gülen bir yüz

Hayatın en büyük lütfu

Mutluluğun en saf hali


9:


Tüm denizler yansa

Ve dağlar oynasa yerinden

O kalbi arayacağım

Her şey için


10:


Kül grisi bir orman

Yapraksız bir ağaç

Ölen yıldızlar

Dökülen damlalar


Adı yoktu o ağacın

Ya da rengin

Göğe bakar

Ağlardı


Susmazdı ki ağlayamasın

Ağlayabilsin ki konuşmasın

Kül ve yağmur

Ölümü getirsin ki son bulsun



~2014

1:


Zaman. Zaman ölümün en güzel çağrısıdır. Tik. Yürümeye devam edersiniz ve bir anda durur her şey. Tak. Karanlık.



2:


Sevdiğimi söylemedim, söylemeyi düşünmüyorum da. Mutlu olduğumu yaptım, huzurumun peşinde koştum. Birazcık dopamin, bu kadar.

Olmadı

Olmayacak da

Öyle işte


3:


Saat ilerliyor kovalarcasına her şeyi

Seni beni kendimden ve her şeyden

Aşikârdan saklarken ışık

Karanlığı altında görünmeyenden



4:


Güneş kararmıştı, yıldızlar yaşarken parlamaya devam ediyordu ölerek. En güzel hali son nefesiydi ışığın, ölümün yüceldiği muhteşem noktaydı o parlaklık. Evren'i selamlayıp, yolu açıyordu. Güneş'in aşkı yarattığı hayata değil, sonucu ölümeydi. Yakıyordu. Artık var olmayan bedenimi değil acılar içinde kıvranan ruhumu parçalıyor, birleştiriyor, bir daha yakıyordu.


Ve bir daha ölüyordum



2013 demek istiyorum, çok 2013 vibe'ı var.

  • Yazarın fotoğrafıcingiler

Zar düştü ahşabın üstüne. Pulların arasında yuvarlanırken siyah beyaz dikti tüm gözlerini ayrıldığı ellere. Nerede duracağını bilmiyordu veya nasıl duracağını, sadece yuvarlanıyordu. Sınırlarını gördü, o vernikli ahşap yeni yuvasının duvarlarını. Bir pula çarptı. Ve bir diğerine. Siyah pullar gözlerini kapıyordu. Bir pul ve bir pul daha. Durdu. Artık her yeri ve her şeyi görebiliyordu, tüm gözleri özgürdü.



2014

bottom of page