top of page
  • Yazarın fotoğrafıcingiler

Leprikon.

Gözlerimi açtığımda hala oradaydım.Aynı oda,aynı boşluk,aynı siyah duvar. İçimdeki pislikti sanki. Gözlerini tavana kaldırıp bakarken başıma doğru düşen bir leprikon gördüm.Yatağımdan sekti ve siyah duvarın önüne düştü.Başını sallayıp seresemliğini gideriyordu,bir an simsiyah duvarın önünde kıyafetinin ne kadar parladığını fark ettim.Odamda bir leprikonun ne işi olduğu sorusunu sormak üzereydim ki elimi tuttu,küçücük bir şeyin bu kadar güçlü elleri olması ürkütücü olmalıydı.Umursamadım.Elimden tutup çekerken beni geldiği yere götürüyordu,tavanım,burası ilk bakışta alışınılacak bir yer değildi.Gökyüzü kirli bir beyaz,toprak alabildiğine kül rengi.Koca düzlükte tek kurumuş bir ağaç.Üzerinde ise küçük sarı bir kuş. Bu karanlık içerisindeki nadir güzelliklerden belki de.Bir kanat sesi…Sarı kuş uçuyor,leprikon kayıp.Ağacı izlemeye devam ediyorum,yapabileceğim tek şey buymuş gibi geliyor.Ağaç yanmaya başlıyor.Küller rüzgarla savruluyor.Leprikon görünüyor “Yalan.” diyor,gülüyorum.Yalan…Her şey yalan.Bir kanat sesi daha yanımdan bir kuş daha geçiyor,o sarı kuşun anısını kısa süreliğine aklımdan çıkarıyor.Bir an unutuyorum sanki…Kuş uçuyor…Yürüyebildiğimi fark ediyorum,küllere gidiyorum,bu rüyada bana ait olan son varlığa.Çöküp,oturuyorum küllerin yanına.Bir parça kor görüyorum parlayan,sanki bir şey anlatmaya çalışıyor o sırada yanımdan Sarı Kuş geçiyor,doğruca kora doğru ilerlerken bir anda durup bana bakıyor.Gözlerinde kendimi görüyorum,“Bu kuş tanıdık,sanki benim bir parçam” derken hızla bana doğru bir hamle yapıp göğsümü deşmeye başlıyor,“Ben ateşe elimi bile sürmedim neden bu ceza?” diyorum, göğsümden başını çıkartıp kanlı başıyla bana bakıp “Ne cezası?Bu sana bunulmuş bir güzellik.Bu andan itibaren ben senin yanındayım.Kaçacağın bir yer yok,saklanmak manasız.” diyor.Ayağa kalkıyorum,paraçalanmış bedenime ve kuşa bakıyorum,her deldiği yer iyileşip iyileşip tekrar deşiliyor.Kabulleniyorum,tam o sırada leprikon ortaya çıkıyor,“Gel,vakit geldi.”.Yürüyorum onun peşinden,ilk durduğum yere getiriyor beni,gökyüzünde bir kahverengi kuş geçiyor,kanadında yarasıyla.Yardım edemiyorum.Odama geri dönüyorum,karşımda siyah duvar.Göğsümde sarı kuşun izi.Uyanamıyorum.  2011/2

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Güneş

Bir ay kadar önce bir yazı yazmaya kalkmıştım. Bir hikaye. Aklıma gelen farklı fikirleri, farklı ruh ve kişilik hallerini (ve belki de gerçekten beynimde harekete geçen farklı kısımları) temsil eden k

bottom of page