Yorgunsun. Gece olmuş eve yürüyorsun ve aklında düşünceler var. Ne olduğunu bilmediğin, ne hissettirdiğini, ne hissedeceğini bilmediğin düşünceler. Onlarca his var içinde. Ayrılmıyorlar birbirlerinden, ne yaşadığını bilemiyorsun bile. Balçık gibi, kusmuk gibi yapış yapış ve yorgunsun sadece. Eve gitmek istiyorsun, ne yapacağını bilmeye bilmeye eve gitmek istiyorsun. Gidiyorsun da. Çirkin bir şehrin yollarında ışıkların arasında gidiyorsun. Bir dönerciyi geçiyorsun, bir süpermarketi. Ve yorgunsun. İçsen mi acaba? Birkaç bira fena olmayabilir. Yürüyorsun. İçersen yorgun kalkacağını biliyorsun. Yürüyorsun. Neden bu kadar yorgunsun? Neden burası bu kadar çirkin? Niye için huzursuz? Biliyorsun, ama bilmiyorsun da aslında. Pek bir şeyi kimse bilmiyor çünkü galiba. Sırtında çantan, biraz ağır, biraz hafif; alışmışsın artık. Yürüyorsun. Biradan önceki son dönemeç. Vazgeçiyorsun. İçme sonuçta bu gece, zaten ilk birada sızacaksın. Eve gidince dizi izlemeyi düşünüyorsun, belki oyun oynarsın; belki kafan kaldırırsa kitap okursun. Bu gece koltukta uyumasan daha iyi olur sanki. Yalnızsın. Değilsin. Apartmanına yaklaşıyorsun. Haha, evet bu yolda yerde kondom görmüştün. Hala komik. Salut doggo. Anahtarını bul. Kapıyı aç, gir. Kendi kapına gel. Anahtarı çıkar, kapıyı aç, gir. Yine ev. Çantanı çıkarıyorsun, koltuğa yatıyorsun; uyumamaya karar verdiğin koltuğa. Telefonun elinde, Spotify’dan rastgele bir parça çalıyor, en son neye taktıysan. Instagram’a bakarken sıkılıp, fikrini değiştirip gereğinden uzun bir banyo yapıyorsun ve çıkınca sızıyorsun; ya da orada öyle kendi kendine sızıyorsun. Battaniyen zaten koltuktaydı. Zaten işler falan beklemiyordu veya yapılabilecek daha iyi bir şey yoktu. Kendine acıyıp sızıyorsun.
Uyan ve tekrar et.
Yazarın notu: Bu yazı biraz gereksiz dürüst oldu. Üstünü kapattığım yerler olmasına rağmen kendimi çok açık ediyormuşum gibi hissettirmesi tam geçmedi. İçerik üretmek için hayatını mahveden vlogger mı oldum diye düşünüyorum. Bunu da bir deneyelim.
Comments